Yazmayı hiçbir zaman bırakmak istemedim,6 ay olmuş hatta geçmiş hala gücüm var mı bilmiyorum ama 6 ayda hayatımda çok şey değişti.Blogu açalı 1 yıl olmuş.İlk yazımı ablamla yaşadığımız keyifli evimizden yazarken şimdi 3 kızla yaşadığım minik bir yurt odasından yazıyorum.
Yine yanımda hayatımın aşkı olan Shot'ım vardı.Şimdi toprak altında..
Evet nerden başlasam bilemiyorum çok şey var anlatacak.Sadece biraz daha güçlüyüm.Ve yazmaya cesaretim var.Az çok beni takip edenler kedim olduğumu bilirler.En son bir eve taşınmıştım, o da depresyona girmişti, yemiyor içmiyor, ağzında yaralar çıkmıştı.Doktora götürüp test yapılmasına rağmen kanser olduğunu öldüğü gün öğrendik.İçinde karnabahar büyüklüğünde kist varmış. 'İstiyorsanız açıp inceleyelim' dediler, ama buna daha fazla dayanamazdım.Yeterince acı çekmiş, ruhu huzur bulsun istedim.Cunda'ya gömdük bir çam ağacının altına. Deniz manzaralı ,martı sesli, huzur verici bir yer.Mutlu olsun istedim.Daha 2 yaşında olması ve benim rahatsızlığını farkedemem yeterince bana acı veriyor.Hala veriyor! Haftada 2 defa rüyama giriyor 'Annesinin pamuk tarlası' diye seviyorum onu.'Ama çok kaptırma kendini nasıl olsa ölecek İpek' diyorum.Bazen iyileşmiş olarak görüyorum,beraber yaşadığımızı.. Uyandığımda lanet okuyorum.
Ölüm sonuçta türü ne olursa olsun derinden etkiliyor.Beni anlamayanda çok oldu o yüzden bu açıklamayı yapıyorum. Başkasına göre bir sokak kedisi ama benim için bir evlattı.Di'li geçmiş zaman..
En çokta neye pişmanım biliyor musunuz? Ölmeden bir gün önce arkadaşıma 'Yarın da çok sıradan bir gün olacak, sıkıcı, bugünün aynısı'..Ve ertesi gün oğlumu kaybettim.O kadar büyük konuştum ki o sözleri ve o günü unutamıyorum.Arda kalan kumu,maması oyuncakları, çantası. Ah anıları!.
Ömür Gedik bir açıklama yapmış kedimi kaybettiğimde intiharı düşündüm diye.O kadar iyi anlıyorum ki.Geldi ve geçti işte sanki hiç yaşanmamış gibi.Bomboş bir kalp..
Huzurla yaşa!..
Yine yanımda hayatımın aşkı olan Shot'ım vardı.Şimdi toprak altında..
Evet nerden başlasam bilemiyorum çok şey var anlatacak.Sadece biraz daha güçlüyüm.Ve yazmaya cesaretim var.Az çok beni takip edenler kedim olduğumu bilirler.En son bir eve taşınmıştım, o da depresyona girmişti, yemiyor içmiyor, ağzında yaralar çıkmıştı.Doktora götürüp test yapılmasına rağmen kanser olduğunu öldüğü gün öğrendik.İçinde karnabahar büyüklüğünde kist varmış. 'İstiyorsanız açıp inceleyelim' dediler, ama buna daha fazla dayanamazdım.Yeterince acı çekmiş, ruhu huzur bulsun istedim.Cunda'ya gömdük bir çam ağacının altına. Deniz manzaralı ,martı sesli, huzur verici bir yer.Mutlu olsun istedim.Daha 2 yaşında olması ve benim rahatsızlığını farkedemem yeterince bana acı veriyor.Hala veriyor! Haftada 2 defa rüyama giriyor 'Annesinin pamuk tarlası' diye seviyorum onu.'Ama çok kaptırma kendini nasıl olsa ölecek İpek' diyorum.Bazen iyileşmiş olarak görüyorum,beraber yaşadığımızı.. Uyandığımda lanet okuyorum.
Ölüm sonuçta türü ne olursa olsun derinden etkiliyor.Beni anlamayanda çok oldu o yüzden bu açıklamayı yapıyorum. Başkasına göre bir sokak kedisi ama benim için bir evlattı.Di'li geçmiş zaman..
En çokta neye pişmanım biliyor musunuz? Ölmeden bir gün önce arkadaşıma 'Yarın da çok sıradan bir gün olacak, sıkıcı, bugünün aynısı'..Ve ertesi gün oğlumu kaybettim.O kadar büyük konuştum ki o sözleri ve o günü unutamıyorum.Arda kalan kumu,maması oyuncakları, çantası. Ah anıları!.
Ömür Gedik bir açıklama yapmış kedimi kaybettiğimde intiharı düşündüm diye.O kadar iyi anlıyorum ki.Geldi ve geçti işte sanki hiç yaşanmamış gibi.Bomboş bir kalp..
Huzurla yaşa!..